Bel ağrısı, yaygın görülen ve sosyal ile ekonomik ciddi sonuçları olan bir sağlık sorunudur. İnsanların %85’i hayatlarının bir döneminde bel ağrısı yaşamaktadır. Ülkemizde bu oran %75-80 düzeyindedir.
Hareketsiz yaşam tarzı, aşırı kilo, stresli bir iş ortamı, yanlış oturma alışkanlıkları ve sigara kullanımı bel fıtığı açısından risk oluşturmaktadır.
Bel fıtığı tedavisinde temel yaklaşım, bazı özel durumlar dışında ameliyatın son çare olarak değerlendirilmesi olmalıdır. Fıtığa bağlı sinir hasarı, ayaklarda düşme, idrar ya da dışkı tutamama gibi özel durumlar yoksa ameliyat en son seçenek olarak düşünülmelidir. Bel fıtığına bağlı ağrıların %85-90’ı ilaç tedavisi, fizik tedavi uygulamaları, egzersiz, davranış tedavisi ve manuel terapi gibi yöntemlerle tedavi edilebilmektedir. Bu uygulamalara rağmen 3-4 hafta içinde iyileşme sağlanamayan hastalarda girişimsel tedavi yöntemleri tercih edilebilir.
Bel fıtığı tedavisinde ameliyatsız, yeni ve başarılı yöntemler uygulanmaktadır. Bu yöntemlerde, fıtığın seviyesi ve ağrıya neden olan sinir tespit edilir. Doğrudan fıtık içine ya da ilgili sinir çevresine ince iğnelerle girilerek tedavi edici ilaçlar verilir. Uzman ellerde yapıldığında oldukça güvenli olan bu işlemlerden ilki epidural enjeksiyon yöntemidir. İkincisi, fıtık içine ozon ve radyofrekans uygulamalarıdır. Üçüncüsü ise kök hücre naklidir.
Ağrılar İlk Seansta Kaybolabiliyor
Epidural enjeksiyonlar üç farklı şekilde uygulanmaktadır: Belin orta kısmından, kuyruk sokumundan ve doğrudan sinir kanalına fıtığın olduğu noktaya enjeksiyon yapılabilir. Son yıllarda en çok tercih edilen yöntem transforaminal epidural enjeksiyondur. Bu işlem, özel bir cihaz olan C kollu skopi altında gerçekleştirilir ve ortalama 15-20 dakika sürer.
Nokta atışı tedavide en sık kullanılan ilaçlar kortizon ve lokal anestezik ilaçlardır. Bu ilaçlar, sinir ve fıtık etrafındaki ödem, iltihap ve yapışıklıkların giderilmesini sağlar. Transforaminal epidural enjeksiyon yönteminde ilaç dozu en düşük seviyede tutulurken, tedavinin başarı oranı oldukça yüksektir.
Epidural tedavilerde ilaç dışında radyofrekans akım tedavisi de uygulanabilmektedir. Bu yöntem, klasik tedavilerden fayda görmeyen, birkaç defa ameliyat geçirmiş olan ve kortizon ile anestezik ilaç kullanması sakıncalı olan hastalarda tercih edilmektedir. Enjeksiyon işlemi, C kollu skopi eşliğinde yapıldığı için iğnenin sinir kanalına girişi ve kontrast maddenin yayılması ekrandan canlı olarak takip edilebilir, bu da işlemi son derece güvenli hale getirir.
Hastaların büyük bir kısmında ağrı, ilk seansta kaybolmaktadır. İyileşme sağlanamayan durumlarda ise işlem yılda 3-4 kez tekrarlanabilir.